23 Aralık 2016 Cuma

1402 Ankara Savaşı Tahlili






Savaş Öncesi Durum

Osmanlı İmparatorluğu, geçirdiği ciddi haçlı savaşlarından başarıyla çıkmış ve balkanlarda ilerleyerek balkan içilerine rahatlıkla akınlar düzenleyen bir konumdaydı. Anadoluda ise büyük anlamda Yıldırım Beyazıd’ın çabalarıyla Türk birliğini sağlamış, anadolu siyasetinde söz söyler hale gelmiştir. Timur Devleti ise Çin, Anadolu ve Ortadoğu bölgesi dışında tüm moğol bölgesinde hüküm süren , en az osmanlı kadar savaşa hazır ve güçlü daha yeni Hindistan seferinden çıkmış, Semerkand merkezli bir devlet olma hüvviyetindeydi. İki gücün de güncel politikalarında birbirlerinin topraklarını fetih gibi bir plan bulunmamakla birlikte, 1402 arefesine kadar Osmanlının gaza siyaseti nedeniyle, Timurla olumlu ilişkiler söz konusuydu. Fakat karşılıklı çıkar ve ego çatışmalarının başlaması ve diğer inceleyeceğimiz etmenlerden dolayı iki taraf arasında da savaş ihtimalleri gün yüzüne çıkıyordu.


Savaşın Ana Nedenleri

Osmanlının, İlhanlı bakayası Eretna topraklarını fethetmesi ve Sivası ele geçirmesi , doğu anadolu topraklarında kendisini söz sahibi hissetmesi ve buna bağıl Osmanlı Sivası ve Timur yanlısı bir siyaset izleyen Muttahareteyn yönetimindeki Erzincan toprakları arasında bir rekabet ortamı oluşması. Bu gelişmelere mukabil Timur ve Yıldırım Beyazıd arasında hafiften başlayan ve yüksek bir tansiyona yükselen tarihi,unvansal ve güç üstünlüğü mücadeleleri ve tahrikleri içeren mektuplaşmalar. İki tarafın düşmanlarının da karşılıklı olarak taraflara sığınmaları ve bunların tahrikleri. Yıldırım Beyazıd’ın Niğbolu ve Kosova savaşları sonrası yersiz bir özgüven kazanması ve Timur’un Moğol sınırılarına ulaşma istekleri.



Savaşa Giden Yol

Yıldırım Beyazıt’ın 1401’de Erzincan ve Kemahı istila edip , Erzincanı vergiye bağlaması buraları kendi egemenlik alanı olarak gören Timurla savaş siyasetine girilmesine neden oldu. Mart 1402’de bölgeye sefer yapan Timur Erzincan ve Sivası ele geçirip, Memlük üzerine sefer düzenledi. Bu seferi fırsat bilen Yıldırım tekrar bölgeye sefer  düzenledi.  Bu hareketinden sonra iki hükümdarda savaş hazrılıkları içerisine girmiştir. Savaşı körükleyen başka bir etmende , Timurun Azerbaycan egemenliğini tehdit eden  Kara Yusuf ve Irak bölgesinde tehdit eden Ahmet Celayir’in Osmanlıya  sığınmaları ve Beyazıd’ı tahrikleriydi. Yine aynı şekilde Yıldırım’ın Anadolu seferlerinden kaçmış anadolu beyleri olan II.Yakub ve Mehmed bey’inde Timuru  tahrikleri  söz konusuydu.

Timur 12 mart 1402’de Karabağdan Anadoluya doğru yola çıktı. Ağırlıkları ve haremini Sultaniyeye bırakan Timur, Şemkur Ovasından Erzincana geçip Kemah kalesini ele geçirmiştir.(Mayıs 1402) Timurun Sivasa kadar geldiğini duyan Yıldırım, bütün birliklerini İzmit, İznik, Bursada toplamıştır. 1402 mart sonu veya nisan başı İzmit, Bolu, Gerede, Ankara ve  Bursa, Geyve, Beypazarı, Ankara yollarını izleyerek iki kol halinde gelmiştir.Ağırlıklarını Ankarada bırakıp, Tokat-Yozgat Akdağmadeni arasında savaş düzeninen geçilmiş, ayrıca Amasya valisi Mehmed Çelebi’ye Yıldız ve Akdağ geçitlerini tutturup müstahkem bir savunma düzeni kurulmuştur. Timur bu bölgeyi kendi askerleri açısından uygun bulmayıp, Kayseriye hareket  etmiştir. Bu şehir aman parası ile kurtulmuştur. Timur Kırşehire hareket edip ülkenin  kalbi Ankaraya saldırmaya karar vermiştir.



Timurun Ankara Kalesini Kuşatması

Timur, Yıldırım Beyazid ‘ın  ağırlıklarını Ankara’da bırakmış olması ve ülkenin kalbi olmasından dolayı, Ankara Kalesini kuşatmak istedi. Bunun için ordusunu 3’e bölmüş bir kısmını kaleye saldırmak amaçlı, bir kısmını Yıldırımın ordusunu durdurmak için savunma hattı olarak ve büyük kısmınıda tam ortada iki tarafa da yardıma gitmek için konumlandırmıştır.  Kaleyi kuşatan Timur, kalenin düşmesine çok yakın bir anda , habercilerden gelen Beyazid’ın ordusunun beklenilenden daha yüksek sayıda ve daha hızlı bir şekilde gelmesi  Timuru kuşatmayı kaldırmaya itmiş olabilir. Yaygın tarihçilere göre I. Beyazid’in ordusu  başlangıçta fazla kalabalık olmasa da yoldaki katılımlarla büyümüştür. Timuru şaşırtan etken bu olabilir. 

Savaşın Yeri Ve Tarihi

Savaşın yeri, genel kanıya göre Ankara’nın Çubuk ilçesine bağlı Çubuk Çayı vadisine yerleşik Esenboğa havalimanının doğusundadır. Timur kaynaklarında bu mevki Çulug vadisi olarakta geçer. Yıldırım ordusunu yaygın kanıya göre, Kalecik-Akyurt yolundan çubuğa sokmuştur. Timur ise kuşatmadan çekip mogan ve eymir gölü gibi sulak alanları tutarak, Yıldırımı buradan uzakta tutmuştur. Timurun otağının Saray, Yıldırımında Melikşah dolaylarında olduğu düşünülüyor.


Ordu Düzeni, Sayısı Ve Özel Birimler

Timurun ordusu klasik Cengizhan Ordusundan bir kaç farkla ayrılıyor. Bunlardan birisi, Timur’un kendi geliştirdiği 7 kol’a ayırıp düzene sokardı. Bunları merkez kol, merkez sağ ve sol, sağ kanat ve sol kanat ile artçı ve öncü kuvvetlerden oluşuyordu. Osmanlı ordusu ise merkezde padişahla birlikte sayıları 10 bini bulan azap ve yeniçeriler bulunuyordu. Sağ kanatta Anadolu ordusu ve 20 bin sırp askeriyle Şehzade Mehmed Çelebi, Sol kanattaysada Rumeli ordusuyla Şehzade Süleyman Çelebi bulunuyordu. Musa ve Mustafa Çelebi ise merkez kol’un artçıları konumundaydılar. Savaşın sayısı hakkında çeşitli tartışmalar olsada, en yüksek tahmin Timuru 1.6 milyon ve Osmanlıyı 1.4 milyon olarak tanımlayan Schiltbergerdir. En düşük tatminse iki tarafıda 20 bin civarında tahmin eden Rollofdur. Fakat ikiside gerçeği yansıtmaz.
En kabul edilebilir tahmin Osmanlı Ordusunun 70 bin Timurunsa 160 bin olarak belirtildiği tahmindir. Savaşta boy göstermiş özel birimlerden birisi; Timur’un hindistan seferinden elde ettiği zırhlı fillerdir. Bunlar  üstlerindeki küpeşte’de çeşitli nefti ve okçu askerlerle teşkil olmuş geçmiş zamanın tankları gibiydiler. Sayılarının 32 adet olduğu bilinen bu filler savaşta merkez kolun önünde olmuş ve  kuşkusuz Osmanlı askerleri ve özellikle atlarını ürküterek bir şok etkisi yarattılar. Osmanlı tarafındaki Kara Tatarlar olarak bilinen, Orta Anadolu’da yaşamış bu kabile savaşçılarının ordudaki mevcudiyeti 20 bin dolaylarındaydı. Bu gurup çok dengesiz bir siyaset izleyen kararlılığı zayıf bir birliktir. Bu yüzden savaşta karşı tarafa geçmişlerdir. 70 bin toplam mevcudu olan ordudan, 20 bin kişinin ayrılması beklenmedik bir etki yaratmıştı. Osmanlı ordusu genel olarak piyade, Timurlularsa Atlıdan oluşuyordu. İki tarafında öncü birlikleri genelde atlı okçulardan oluşmakla birlikte, savaşta iki taraftanda sınırlı olarak ateşli el silahları kullanılmıştır.


Savaşın Seyri

İlk saldırıyı sabahın erken saatlerinde, Timurun sağ kanatı Osmanlı sol kanadına yaptı. Daha saldırının ilk anlarında,Osmanlı sağ kanadındaki kara tatarlar karşı tarafa geçtiler. Bunu aynı kanattaki Osmanlı nüfuzunu daha benimseyememiş Saruhan, Aydın,Karesi beylikleri askerlerinin Timur saflarına geçmesi izledi. Kara tatarların aynı kanattaki Rumeli ordusunu arkadan vurması şehzade süleymanın baskın havasında bursaya çekilmesine neden olmuştur. Fakat bunun tam tersi Osmanlı sol kanadı, Timurun veliahtı Muhammed Sultan’ın birliklerini ciddi derecede hırpalamıştı. Öyleki anca Halil Sultan’ın yardıma gelmesiyle durum eşitlenebilmiştir.Emirzade Muhammed Sultan’ın ordunun komutasını Timur’un izniyle almasıyla başlatılan topyekün saldırıda, Germiyanoğlları da saflarını terkedip karşı tarafa geçmişlerdir. Oluşan bu durumda Şehzade Mehmed ve Sırplarda savaşa alanından çekilmişlerdir. Yıldırım yeniçerilerle müstahkem bir tepede sıkı bir savunma versede bir sonuca varamamıştır. Geri çekilmek isterken atının ayağının tökezlemesiyle ağ atılarak yakalanmıştır. Yakalanan Yıldırıma iyi muamele ettiği söylenen Timur, 8 ay boyunca gittiği her yere onu götürmüştür. II. Beyazıd gerek hastalıktan veyahut kendini zehirleyerek 1402’de vefat etmiştir. Görüldüğü gibi Osmanlı ordusunun yaşadığı ihanetler, yenilmeleri için Timur askerlerine pek bir iş bırakmamıştır. Bu konular genelde tarihçiler içinde Timur’un zaferine gölge düşürmemek için dile getirmez.


Savaşın Sonuçları

Timur açısından bakmak gerekirse; Timur için bu savaş bir ölüm – kalım savaşından çok bir hesaplaşma savaşı olduğundan, savaşın uzun ve belirleyici sonuçları olmamakla birlikte, 1 senelik bir bölüm için Anadoludaki siyasi ve sosyal yapıyı değiştirecek hamleler yapma fırsatı yakalamıştır. Anadolu topraklarını eline geçirmesiyle idealindeki Cengiz İmparatorluğu sınırlarına Çin dışında ulaşmayı başarmıştır. Ayrıca ülke çeperinde kendisine tehdit oluşturabilecek hiçbir kuvvet kalmamıştır. Ayrıca ekonomik olarakda Anadoluda ele geçirilen maddi ve manevi zenginlikler Maveraünnehirdeki ‘’Timur Rönesansı’’na kaynaklık etmiştir

Osmanlı açısından bakılırsa; kesinlikle yıkıcı ve geriletici sonuçları oldu. Balkanlarda Eflak, Boğdan ve Arnavutluğa akınlar düzenleyen ve Anadoluda Türk birliğini sağlamış, Türk İmparatorluğu olarak nitelendirilen Osmanlıdan geriye sadece I.Murat devrinde alınan Çorum ve Beyazıdın aldığı Amasya ve Tokat dışında Orhangazi devri Osmanlısından kalmıştı. Bu topraklarda bir çok şehzadeye bölünmüş bir defacto devletinden ibaretti. Bu dengesiz ortam ilerde Düzmece Mustafa olayı, Torluk Kemal, Börklüce Mustafa ve Şeyh Bedrettin isyanları baş göstermiştir. Bunla beraber özellikle kara tatarların orta asyaya ve Türklerinde Balkanlara göçüyle ciddi demografik degişiklikler yaşanmıştır. Anadolu’da yaplan ciddi yağma hareketleri ve zanaatkar-ilim adamı takımının Semerkanda götürülmeleri önemli bir sosyal ve ekonomik çöküntüye neden olmuştur. Bizans ve Avrupa açısından en belirgin sonucuda İstanbulun fethi ve Bizans’ın ömrünün bir  50 yıl daha uzamasına sebep olmuştur.




* T.C Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Tarih Bölümü, Lisans (İ.Ö) Öğrencisi,,auzun0694@gmail.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

About Me

Popular Posts

Designed ByBlogger Templates